Saros-İbrice’de dalış

by Defne

saros1 saros2

Sezonun ilk dalışını Türkiye’nin muhteşem dalış noktalarından biri olarak bilinen saros’da yaptık. Sezonun ilk dalışı olmanın ötesinde benim için trakya’da olmak ve saros’da dalmak kavramları da ilkti. Benim gibi, Türkiye’de çoğunlukla güney ege ve akdenizde dalmaya alışkın olanlar için değişik bir tecrübe olacaktır saros’ta dalmak. Aslında saros’dan hep çok akıntılı, suyu soğuk, zor ve teknik dalışlar için ideal diye bahsedilirdi ama biz ne fazla bir akıntıya maruz kaldık ne de aşırı üşüdük ya da zorlandık. Belki de saros’dan ziyada çanakkale bölgesindeki noktalar bu kategoriye giriyordur (boğaz akıntısında savaş gemisi batıklarına dalmak çok kolay olmasa gerek). Gözümüzde büyüyen bir diğer konu da Ankara’dan saros’a çok uzun bir yol olduğunu düşünmemizdi ama istanbul üstünden erikli’ye varmamız 9 saat kadar sürdü. Hatta sabah 6 gibi varınca, dalıştan önce otelde 2-3 saat uyuyacak vakit de oldu. Otelimiz (işçimen otel:http://www.iscimenhotel.net/saros.asp ) büyük ihtimalle erikli’deki en güzel ve tek oteldi. Eski bir otel olmasına rağmen tertemiz, lezzetli yemekleri ve akşam güzel fasıl olan bir mekandı 🙂 Otelin önü alabildiğine kumsal ve deniz, arkası ise ufak erikli kasabası. Dalışlarımızı ibrice limanından kadıköy sualtının teknesi ile açılarak yaptık. Balıkların yumurtlama dönemi olduğundan su oldukça bulanık ve planktonlu, görüş yer yer 1-2 m’ye düşecek kadar azdı. Su 20-25 m.’lerin altında 15 dereceye düşecek kadar soğuk ama daha sığ sularda 19 derece civarındaydı. Güneyde alıştığımız berrak ve mavi sualtı yerine daha yeşil ve bulanık bir sualtıydı ama suyun yeşil olması suda daha fazla yaşam olduğunu gösterirmiş (!) (Bu konuda emin değilim) Bazı dalış noktaları terk edilmiş kasabalar gibiydi, tek bir balık görebilmek mucize gibiydi ama daha dikkatli bakınca fark ettik ki bu dalış noktalarında balıktan ziyade kabuklu deniz canlıları (ıstakozlar, karidesler, yengeçler vb.), kayalara saklanmakla kalmamış kayayla bütünleşmiş ahtapotlar, lipsoz ve iskorpitler, mürenler, kumluk bölgelerde ise kuma gömülmede uzman dil balıkları, ve adının ne olduğunu bilemediğimiz benim tabirimle kuma yatan yan balıklardan görme fırsatımız oldu. Fosforlu yeşil, sarı, siyah, mor, kırçıllı anemon çeşitlerinin bolluğu da dikkat çekiciydi  bunu da aslında akıntılı suya bağlayabiliriz sanırım.

Ne yazık ki yeni dijital makinemi ve hausing’imi ilk kez denemek üzere hevesle bu dalışa gitmiş olmama rağmen, flash difüsörünü evde unuttuğum için çok başarılı fotoğraflar çekemedim. Tabi bulanık suyun da fotoğraflara olumsuz etkisini kabul etmek gerek.

Türkiye’deki tüm dalış noktaları ile ilgili bilgi almak için scuba türkiye’nin web sayfası oldukça başarılı, aşağıdaki linkte saros bölgesini görebilirsiniz;http://www.scubaturkiye.com/TR/LOCATIONS/Default.asp?LocId=2

Defne *** balıkadam

not: Saros benim için özel bir değere de sahip olacak bundan sonra, neden derseniz ilk dalış ekibi liderliğimi burda yapmış olup 3*** balıkadam brövemi de burada almış bulunuyorum 🙂

Benzer

Yorum yaz